Soğuk algınlığı

Soğuk algınlığına gribal enfeksiyon da denir ancak gerçek grip ile ilgisi yoktur. Soğuk algınlığı genellikle zararsızdır ve kendiliğinden geçer. Genellikle rahatsız edici olan şikayetler arasında öksürük, boğaz ağrısı ve burun akıntısı bulunur. Soğuk algınlığı şiddetli olduğunda, birçok insan kendini halsiz ve hasta hisseder.

Genel olarak soğuk algınlığı yaklaşık bir ila iki hafta sonra kendiliğinden geçer. Boğaz ağrısı ve nezle gibi bazı şikayetler genellikle birkaç gün sonra geçer. Öksürük gibi diğer şikayetler de bazı durumlarda ancak üç hafta sonra tamamen kaybolur. 

Soğuk algınlığı ilaçlarla tedavi edilmek zorunda değildir. İlaçlar, şikayetleri biraz hafifletmeye yardımcı olabilir. Basit bir soğuk algınlığı durumunda antibiyotik kullanmak yararlı değildir. Nedeni: Soğuk algınlığına genellikle virüsler neden olur, ancak antibiyotikler yalnızca bakterilere karşı etkilidir.

"Soğuk algınlığı", üst solunum yolu enfeksiyonunun neden olduğu çeşitli semptomların genel adıdır. Genellikle, soğuk algınlığı birkaç gün içinde gelişir. Burun tıkanıklığı veya burun akıntısı ile seyreden nezle, hapşırma, öksürme ve boğaz ağrısı sık görülen şikayetler arasındadır. Halsizlik, hafif ateş, baş ağrısı ve uzuv ağrıları da mümkündür.

Bazen soğuk algınlığı ve grip birbirine karıştırılır. Şikayetler bazen benzerdir. Ancak grip genellikle yüksek ateş, titreme, kas ağrıları ve uzuvlarda ağrı gibi daha ciddi semptomlara neden olur. Ayrıca tipik olarak yavaş yavaş değil aniden başlar.

Soğuk algınlığına burun ve boğazın mukoza zarlarına saldıran virüsler neden olur. Birçok farklı soğuk algınlığı virüsü olduğu için, kısa süre içerisinde birden fazla kez soğuk algınlığına yakalanmak mümkündür. Bağışıklık sistemi, farklı virüslere oldukça benzer şekilde tepki verir. Bu nedenle, farklı soğuk algınlığı virüsleri, bazen daha şiddetli ve bazen daha hafif olan benzer semptomlara neden olur.

Soğuk algınlığı, özellikle çocuklarda olmak üzere çok yaygındır. Okula, anaokuluna veya okul sonrası bakıma giden çocukların yılda 6 ila 8 kez soğuk algınlığı geçirmesi nadir değildir. Yetişkinler, çoğunlukla kışın olmak üzere yılda ortalama 2 ila 4 kez soğuk algınlığı geçirir.

Soğuk algınlığı genellikle boğaz ağrısı veya boğazda kaşıntı ile kendini belli eder. Kısa süre sonra burun akmaya ve şişmeye başlar. Normal şartlarda, bağışıklık sistemi kendi başına kolayca enfeksiyonla savaşır.

Soğuk algınlığı sırasında kendinizi gerçekten hasta hissetseniz de: Genellikle, en ağır şikayetler bir hafta içinde kaybolur. Soğuk algınlığının tamamen geçmesi biraz daha uzun sürebilir. Özellikle öksürük inatçı olabilir: Yetişkinlerde tamamen geçmesi ortalama 18 gün sürer. Çocukların öksürükleri de bazen üç hafta sürebilir.

Soğuk algınlığının sonuçları nelerdir?

Soğuk algınlığı hızlı bir şekilde atlatılsa bile gerçek virüs enfeksiyonundan sonra solunum yollarında zaman zaman bakteriler yayılabilir. Bu durumda örneğin sinüslerde veya orta kulakta rahatsızlığa neden olabilirler. Gırtlak da etkilenerek ses kısıklığına neden olabilir. Küçük çocuklarda bu bazen yalancı krup olarak bilinen hastalığa yol açar.

Soğuk algınlığının pnömoni gibi ciddi komplikasyonlara yol açması ise çok nadirdir. Yüksek ateş, şiddetli veya ağırlaşan semptomlar, göğüs ağrısı, nefes darlığı veya nefes alma sorunları olması durumunda, tıbbi yardım alınması tavsiye edilir. Bu, özellikle kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik solunum rahatsızlıkları olan kişiler için geçerlidir.

Soğuk algınlığı birçok farklı virüs türü tarafından tetiklenebilir. Bu nedenle, soğuk algınlığını atlatan insanlar yeni bir soğuk algınlığına karşı bağışık olmaz. Bağışıklık sistemi, bilmediği her patojenle nasıl savaşacağını yeniden öğrenmelidir. Şu anda soğuk algınlığı virüslerine karşı etkili bir aşı bulunmamaktadır.

Soğuk algınlığından korunmanın en iyi yolu kendinizi enfeksiyonlardan korumaktır. Soğuk algınlığı virüsleri, örneğin hapşırma veya öksürme yoluyla havada dağılan damlacıklar yoluyla yayılır. Bu virüs içeren damlacıklar, kapı kollarına, klavyelere veya metrodaki tutamaçlara da düşebilir. Dokunulduğunda virüsler ellere bulaşır ve buradan kolayca burun veya ağza ulaşır.

Soğuk algınlığı olan kişilerin ağızları veya burunları ile dokundukları nesnelerden de hastalık kapabilirsiniz. Bardak ve fincanların yanı sıra kullanılmış mendiller de buna dahildir. Bu nedenle kullanılmış mendiller ortalıkta bırakılmamalı, doğrudan çöpe atılmalıdır.

Soğuk algınlığını önlemek için bazen C vitamini veya ekinezya (koni çiçeği özleri içeren ilaçlar) önerilir. Bazı insanlar bu ilaçları kış gelmeden haftalar önce almaya başlar. Ancak bu ilaçların koruyucu etkisi genellikle sınırlıdır. Bununla birlikte, çalışmalar probiyotiklerin insanların daha az soğuk algınlığına yakalanmasına yardımcı olabileceğini göstermektedir. Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları için bu durum geçerlidir. D vitamini eksikliğiniz varsa D vitamini takviyeleri de soğuk algınlığını önlemeye yardımcı olabilir.

Soğuk algınlığı teşhisi için özel muayeneler gerekli değildir. Tipik semptomları sormak ve boğaza bakmak genellikle yeterlidir.

Soğuk algınlığı yaygın ve semptomları tipik olduğundan, şikayetlerin nedeninin başka bir hastalık olma ihtimali çok düşüktür. Grip veya daha ciddi bir hastalık şüphesi olması halinde, bir burun ve boğaz sürüntüsü netlik sağlayabilir. Koronavirüs SARS-CoV-2 için bir test yaptırmak da faydalı olabilir.

Güncel olarak, soğuk algınlığına müdahale etmek için özel bir ilaç bulunmamaktadır. Soğuk algınlığının süresini kısaltmak da mümkün değildir. Bunun nedeni, soğuk algınlığına neden olan çok sayıda farklı virüsün olmasıdır. Bununla birlikte, bazı şikayetleri hafifletmek için kullanılabilecek birkaç ilaç bulunmaktadır. Bunlar arasında ibuprofen, parasetamol veya asetilsalisilik asit (ASA) gibi ateş düşürücüler ve ağrı kesicilerin yanı sıra kısa süreli kullanım için dekonjestan burun spreyleri yer alır.

Antibiyotikler genellikle soğuk algınlığı tedavisi için uygun değildir. Antibiyotikler, sadece bakteriyel patojenlerin, sinüs iltihabı gibi komplikasyonlar şeklinde yan etkileri durumunda alınmalıdırlar.

Soğuk algınlığı tedavisi için çinko, C vitamini veya ekinezya özleri içeren yiyecek ve içecekler sıklıkla tavsiye edilse de, faydaları ve zararları henüz tam olarak bilinmemektedir. Bunlar yeterince araştırılmamıştır veya sonuçları hakkında çelişkiler bulunmaktadır. Araştırmalara göre, D vitamini soğuk algınlığına karşı etkili görünmemektedir.

Sardunya veya çuha çiçeği kökü, kekik, okaliptüs veya sarmaşık yaprağı özleri içeren bal veya bitkisel ilaçlar öksürükleri bir nebze rahatlatabilir.

"Soğuk algınlığı" ve nezlenin veya öksürüğün nasıl hafifletileceği hakkında daha ayrıntılı bilgi için gesundheitsinformation.de sitesini ziyaret edebilirsiniz.